Zaman zaman Türk Hava Yollarının sayfasına tıklayıp şöyle bir kampanyalara göz atıyor musunuz? İşte böyle anlardan birinde Roma için çok uygun 2 bilet yakalamıştım.. 2014 yılının Nisan ayında Milano-Como Gölü , 1 sene önce de Venedik'i görme fırsatı bulmuştuk.. yani İtalya'nın yabancısı sayılmazdık..Ekim ayının ortasında, güneşli bir sonbahar gününde Roma Fiumicino Havaalanına güzel bir iniş gerçekleştirdik..
Bu seyahatimiz boyunca taksiye binmeyecektik, toplu taşıma
araçlarını kullanacak, mümkün olduğunca yürüyerek keşfedecektik Roma'yı..
Havalimanından direk her yarım saatte bir kalkan hızlı trene binerek ,
otelimize çok yakın bir konumda olan Roma
Termini’ye ulaştık.. 2 kişi için 24
euro ödemiştik.. Roma Terminali koskocaman bir alana yayılmış, Avrupa’nın hemen
hemen her noktasına kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir yer , içersinde bir sürü hikaye barındırıyor,
ayrılanlar , kavuşanlar , hafta sonunu Roma da geçirip uzaktaki kampüsüne geri
dönen öğrenciler, takım elbiseli şık iş adamları ve daha niceleri.. farklı lezzet durakları ,
çeşitli mağazalarıyla resmen bir alışveriş merkezi tadında..
|
ROMA TERMİNİ |
Otelimiz Roma Termini’ye yürüme mesafesindeydi.. Hotel California konum olarak şahane , tabiki bu durum beklentinize
göre de değişebilir.. dilerseniz Trevi
Çeşmesi yakınındaki otelleri de tercih edebilirsiniz. Etrafında irili
ufaklı şarap mahsenleri, bol
kahkahalı yemeklerin yendiği güzel restoranlar, salaş küçük kafeler vardı… Odamızda
gayet genişti, duvarların boyasız olması bile odayı soğutmaya yetmemişti, küçücük sokağa bakan penceresi, sıcak İtalyan
resepsiyonisti ile şirin bir oteldi. Burada
3 gece konakladık ve yaklaşık olarak 2 kişi için gecelik fiyatı 125 euro civarıydı.
|
HOTEL CALIFORNIA |
Bavullarımızı odamıza yerleştirdikten sonra , en rahat ayakkabılarımızı
giydik ve kendimizi güzel bir akşam
yemeğine hazırladık.. İtalyan lezzetleri tam bize göreydi , zaten Avrupa hatta
Amerika seyahatlerimizde bile İtalyan restoranları listesi bizim için oldukça
önemliydi. Otelimizden yaklaşık olarak 4-5km yürüme mesafesinde olan, Trevi çeşmesi civarında beğendiğimiz bir
restoranın bahçesine rastgele oturduk , Penne
Arabiata ve Pizza Margaritamızı afiyetle
yedik.. aslında bu yürüyüş sırasında Roma da yarın gezmeyi planladığımız bir
çok yeri görüp, “aaa burası orası mı” gibi yorumları yaptıktan sonra otelimize geri
döndük..hafif bir akşam yürüyüşü tadında geçen bu gecemizde , bulduğumuz
çeşmelerden su içmeyi de ihmal etmedik..evet Roma’da suya para vermenize gerek
yoktu, sokaktaki çeşmelerden rahatlıkla suyunuzu içip, şişelerinizi
doldurabilirsiniz.. yarın için güzel bir program yapmıştık.. Roma gecelerinin
hareketli halini çok sevdik..her sokak cıvıl cıvıldı.. her uyruktan insanla
karşılaşmak mümkündü.. insanların kaygısız ve keyifli hali sanırım Türkiye’nin
son dönemdeki talihsiz durumlarından sonra bize ihtiyacımız olan enerjiyi
az da olsa vermişti..
|
|
ROMA’DA BİR
CUMARTESİ…
Ne yazık ki yurtdışında gelenekselleşen
Starbucks kahvaltımızı bu şehirde yapamıyorduk.. Nedeniyse İtalyan
dostlarımız tam bir kahve tutkunuydu ve kendi kahvelerine sahip çıktıkları için
, güzel porselen bardaklarda envai çeşit kahve içmek yerine karton kutulu
bardaklarda fabrikasyon bir kahveye hayır demişlerdi ve bu nedenle İtalya’nın
hiçbir şehrinde Starbucks bulunmuyordu. Son aldığım duyuma göre Milano’da bu sene Starbucks açılıyormuş. Kahvaltı
için Roma Termini’de bulunan
herkesin ayak üstü uğradığı bir kafeden üzeri mozarella peynirli pizzamsı
dilimizi ve portakal suyumuzu aldıktan sonra doğruca Kolezyum'a yürüdük..Otelimize yaklaşık 1.5 km mesafedeydi..
|
KOLEZYUM |
Ekim ayının sonlarına gelmiştik ama güneş o kadar güzel parlıyordu ki..
Kolezyum tüm ihtişamı ile bizi karşılamıştı.
Flavianus Amfitiyatro olarak da bilinen bu arena gerçekten etkileyiciydi.
Şüphesiz Romanın en çok turist çeken noktasıydı.. Bu arenada imparatorlar halkı eğlendirmek
adına gladyatör dövüşleri düzenlerlermiş. Ayrıca
halk gösterileri, taklit deniz savaşları, hayvan avcılığı, infazlar, meşhur
savaşların yeniden canlandırılması, klasik mitolojiye dayanan dramalar
olurmuş.. 7 Temmuz 2007 tarihinde, Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri seçilmiş. Kolezyum’un içersine gidip gezmek
istiyorsanız uzun kuyruklar beklemek durumundasınız yada bir rehber tutarak ön
sıralardan giriş yapabilirsiniz. Rehber hakkınızı Vatikan’da kullanmanızı şiddetle tavsiye edebilirim..
Antik Roma’nın geliştiği merkez olan Roma Forumu Kolezyum’un hemen yanında yer alıyordu. Bu kalıntılar Roma çağını resmen bizlere
tekrardan yaşatıyordu. İçersinde büyük anıtlar, yapılar ve antik harabeler
vardı.. O dönemde ticaret, iş, ibadet
ve adaletin yönetimi burada gerçekleşmekteymiş. Mutlaka burayı ziyaret edip ,
Roma Çağına sizlerde tanıklık etmelisiniz.
|
ROMA FORUMU |
Sıkıştırılmış müze veya tarihi gezi programlarından hoşlanmam, şöyle
rahatça hareket edebilmeli insan, arada dinlenmeli , en önemlisi İtalya’nın her
durağında o güzel kahvesinden içmeliydi.
Peki ya o merak ettiğimiz Roma dondurması ? Kuşkusuz bu şehrin
her yerinde dondurmanın lezzetli olma olasılığı yüksekti ama ben kalori hakkımı
Giolitti’de kullanmak istedim..
Bu arada yürürken gözümüze Santa Maria Maggiore Bazilikası ilişti, muhteşem dekorasyonu ile dikkat çeken Santa Maria Maggiore ,
Romanın en büyük bazilikalarından biri. Efsanesini dinlemek isterseniz , bir gece Meryem,
Papanın rüyasına girer ve ona yeni bir kilise
inşa etmesini söyler , ancak kilisenin inşa edileceği yeri ise yarın karla
işaretleyeceğini ifade eder. Yaz günü olmasına karşın Esquiline Tepesi’ne kar yağar ve bunun üzerine papa da bu bölgeye
kiliseyi yaptırır.
|
Santa Maria Maggiore Bazilikası |
Sanırım artık Giolitti’yi
bulmanın zamanı da gelmişti , yeri oldukça basitti aslında. Pantheon’un bulunduğu meydana doğru yürüyün .. Mc Donalds’ı
gördüğünüz an o sokaktan doğruca
ilerleyin ve işte Giolitti
karşınızda.. hemen karamel-çikolata ve fıstık aromalı dondurmamın siparişini
verdikten sonra dışarı çıkıp parlayan güneşin tadını çıkardım..
Genelde limonlu ve meyveli dondurmaları tercih ediliyormuş ancak
alıştığım tatların dışına çıkamadığım için risk almak istemedim..
|
GIOLITTI
|
Tatlı ihtiyacımız da bitmişti.. şimdi sıra biraz Alışveriş ardından güzel
bir İtalyan Mutfağı bulup karnımızı doyurmaktı. Roma’da alışveriş için şık
mağazaların bulunduğu Via
Condotti’ye uğrayabilirsiniz oradan Via Borgagnana’ye geçerek alışverişinize
devam edebilirsiniz. Bu arada havalimanında Tax Free iadelerinizi almayı
unutmayın oldukça avantaj sağladığını düşünüyorum.
|
Via Condotti |
Via Condotti'nin ünlü mağazalarında gezdikten sonra , direk karşısında Piazza di Spagna meydanını göreceksiniz, burası Roma'nın en hareketli bölgelerinden biri çünkü İspanyol Merdivenleri gece gündüz hem Romalıların hem de turistlerin en sevdiği yerlerin başında geliyor..
Bu meydanın bu kadar popüler olmasının nedeni burada yer alan şehrin ünlü merdivenleri.. 1723-1726 yılları arasında Francesco De Sanctis tarafından Kral XV.Louis için tasarlanan İspanyol Merdivenleri'nin yapım amacı üst bölümünde yer alan Trinita dei Monti Kilisesi'ne meydandan ulaşım sağlamaktır. Turistlerin arasından zorluklarla geçip, bulduğumuz boşluklarda fotoğraflarımızı çektirdik. Ardından Trevi Çeşmesi etrafında güzel bir restorana uğrayarak , salata ve değişmez makarna siparişlerimizi verdik. Trevi Çeşmesi başka bir adıyla Aşk çeşmesini hem gündüz, hem de gece gözüyle görmenizi tavsiye ederim.. Dileğinizi dileyin, arkanızı dönün ve parayı usulca çeşmeye doğru fırlatın. Bu çeşmenin bulunduğu civar, Roma'nın en hareketli sokaklarından biri , gece boyunca kalabalık sohbetlere tanıklık ediyor, şarap eşliğinde yenen uzun yemekler ve sokak satıcıları sizlere eşlik ediyor.
|
İspanyol Merdivenleri |
|
Trevi Çeşmesi |
Sanırım 25.000 adım attıktan sonra, otelin yolunu bulma zamanı gelmişti. Güneşli , dopdulu, tarih kokan bir Cumartesi olmuştu.. Roma'yı sevmiştik, bazı Avrupa kentleri var, bir kez görmeniz yetiyor, burası farklıydı , defalarca yolunuz düşebilirdi.. hiçbir sakıncası yoktu...
|
Roma Colonna |
VATİKAN'DA BİR PAZAR GÜNÜ
"İstikamet Vatikan" sloganıyla başlamıştı Pazar günümüz..Burası hakkında açıkcası çok şey bilmiyorduk, hatta Pazar günü bir çok müzenin kapalı olduğunu daha yeni öğrenmiştik. Sanırım buraya gelmeden önce Vatikan hakkında etraflıca bir araştırma yapmak şarttı.. Otelimize 7-8 km yürüme mesafesindeydi..Sabah topladığımız enerjimizle buraya koşarak, yürüyerek yada bisiklet kiralayarak gitmemiz mümkündü..Vatikan hakkında bildiklerimiz, Roma'da bulunan ayrı bir devlet olması ve Katolik Mezhebinin yönetim merkezi olmasıydı..Dünyanın en küçük yüz ölçümlü ülkesiydi.. Otelden buraya yürümek oldukça iyi bir fikirdi.. Tiber Nehri'nin (Fiume Tevere) üzerinden yürüyerek, ihtişamlı Carte Di Cassaziona (yargıtay binası) önünden hızlı adımlarla geçerek, kalabalık nereye gidiyorsa bizde o yöne doğru ilerliyorduk.. Öğlen vakti vardığımızda , oldukça yoğun bir grupla karşılaşmıştık.. Koskocaman duvarlarla çevrili, her yerin kameralarla izlendiği bu ülke oldukça etkileyici görünüyordu..
|
Tiber Nehri |
|
Carte Di Cassaziona (yargıtay binası) |
Vatikan'da yaklaşık olarak 1500 kişi yaşıyormuş ve bunların çoğunluğu Papazlar ve İsviçreli muhafızlarmış.. Aziz Petrus Meydanı oldukça büyük ve kalabalıktı, herkes en şık kıyafetlerini giymişti, her yıl binlerce Katolik'in ibadet için geldiği bu meydan kesinlikle görülmeye değerdi. 100-200 euro civarında bir parayı gözden çıkarırsanız , rehber eşliğinde Vatikan'ı karış karış keşfedebilirsiniz. Pazar günü dışında gitmenizi ve müzeleri de görmenizi tavsiye edebilirim :)
|
Aziz Petrus Meydanı |
Roma'ya kadar gelmişken buranın en ünlü pizzacısına gitmeden olmazdı. Mütevazı görüntüsüyle, memleketim Urfa'daki kebap salonlarına benzerliğiyle, tam bir esnaf işiydi Pizzeria Baffetto..kapısında beklemek durumundaydınız kuşkusuz, bu güzel pizzalara ulaşmak o kadar da kolay olmamalıydı. Duvarlarında İtalyan futbolcuların fotoğrafları bulunan sıcacık bir yerdi Baffetto. İncecik hamuruyla, mükemmel tadıyla beklediğimize sonuna kadar değmişti. Bu güzel Pazar gününü de tüketmeye az kalmıştı..hava yavaş yavaş kararıyordu..Roma'da gece hayatı isteyenlere Travestre'yi önerebilirim, burası irili ufaklı kafeleriyle Asmalı Mescit tarzında..Turistlerin uğrak yeri olan bu semt, Tiber Nehrinin diğer tarafında kalıyor. Güzel bir gecenin ardından acıkırsanız Pizzeria da Ivo'da soluğu alabilirsiniz. Bu kadar hamur işinden sonra İstanbul'da sağlam bir detoks programı sizin için iyi olacaktır :)
|
Pizzeria Baffetto
|
Otelimize doğru yürürken, yine Roma'nın tüm tarihi ihtişamına tanıklık ediyorduk.Sonbaharın en güzel ayı Ekimdir kuşkusuz, havanın o muhteşem tavrı, tüm tanrıların tapınağı anlamına gelen o heybetli Panteon Binası, parıl parıl parlayan Trevi çeşmesi, insanların paralarını fırlatırken kurdukları hayaller, romantik yenen akşam yemekleri, gülümseyerek içilen lezzetli içkiler, Interli, Romalı izlenen italyan ligi.. Novona Meydanında sanatçılardan dinlediğiniz o güzel müzikler.. evet İtalyan kültürü sanki bize daha yakındı.. insanları sıcacıktı.. iklimi daha yumuşaktı.. yediğimiz yemeklerden daha çok tat alır gibiydik.. iyiki gelmiştik Roma'ya..
|
Panteon |
|
Çeşmelerden su içmeyi ihmal etmeyin :) |
İlk fırsatta bu güzel şehri keşfedin..
Sevgiler
Eda Atlıoğlu
Ekim 2016